Dört daire ve bir sanat galerisinden oluşan Baylosuites, 19. yüzyıla ait bir binanın yeniden canlandırılması ve hayata geçirilmesi projesidir.
Baylosuites Adını Nereden Alıyor
Beyoğlu isminin ilk olarak nasıl kullanıldığı konusunda bazı yorumlar var. Bunlardan en çok bilineni adını Luigi Gritti’den aldığı hakkında. Luigi Gritti (1480- 1535) Venedik balyosu (baylo-bailo) Andrea Gritti’nin (1454 - 1538) İstanbullu Rum bir anneden doğmuş oğlu. Kendisi de balyos olarak görev yapıp İbrahim Paşa’nın güvenini kazanmıştır. Beyoğlu’nda bir konak yaptırdığı ve Beyoğlu’nun isminin “Baylo’nun oğlu” olarak ortaya çıktığı söylenir.
Binanın Tarihi
Tanzimat’ın ilanından sonra Kent Reformları ve 1858’de Beyoğlu Belediyesi Altıncı Daire’nin kuruluşu ile Galata yeni bir çehreye kavuştu. Yol açma ve genişletme çalışmaları başlatılarak yıkık ahşap evlerin yerine çok katlı kagir binalar (apartmanlar) yapılmaya başlandı.
Baylosuites’in yerinde olan ilk bina, bölgeye ait ilk plan olan 1858’de Ostoya planında, ahşap bina olarak görülmekte, 1905 yılında Goad tarafından hazırlanan sigorta haritalarında ise bugünkü şekliyle kagir bina olarak yerini almaktadır.
Bölgedeki birçok bina gibi kesin yapım tarihi ve mimarı bilinmemektedir. Ancak Goad haritasında “Halil Paşa” apartmanı olarak gösterilmektedir ve büyük ihtimalle ilk sahibi de bu şahıstır.
Yapım tarihinin 1880-1895 arası olduğu tahmin edilmektedir.
1903 yılından itibaren binada oturan kiraciların kimliklerini Şark Ticaret Yıllıkları’ndan öğrenebiliyoruz. Genelde gayrimüslim olan kiracılar, yeni yeni kurulmaya başlayan Tünel, Sular İdaresi gibi kuruluşlarda çalışan memurlarla, terzi, marangoz gibi esnaf ve sanatkarlardı.
Yapı Restorasyonu
Döneminin tipik sivil mimarı örneklerinden olan Baylosuites binası, kent ve çevre kimliğine katkıda bulunması nedeniyle korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillidir.
Baylosuites’in onarım ve yenileme çalışmaları sonucunda bir kültür varlığının, özgünlüğünü koruyarak günümüz konforu içinde yaşamını sürdürmesi sağlanmıştır. İç mekan elemanları azamide korunmuş, çevreye zarar vermeyen ve büyük ölçüde yerel üreticilerden temin edilen malzemeler kullanılmıştır.
Çevreye karşı sorumluluk anlayışından dolayı Baylosuites, Amerikan Yeşil Bina Konseyi tarafından verilen LEED Gümüş Sertifikasını almaya hak kazanmıştır.
Yeşil Bina
Baylosuites aynı zamanda Türkiye’nin ilk LEED (gümüş) sertifikalı tarihi eser renovasyon projesidir.
Binanın renovasyonu çevreyi koruyucu yeşil bina özelliklerine göre yapılmıştır. Özellikle enerji tasarrufunu sağlayacak yapı elemanları ve çevreye zarar vermeyen malzemelerin kullanılmasına dikkat edilmiştir. Projede kullanılan inşaat malzemelerinin % 32’den fazlasının yerel üreticilerden temin edilmesi tercih edilmiş ve proje kapsamında kullanılan iç mekan elemanlarının çoğunda mevcut binaya ait malzemeler kullanılmıştır.
Binadaki enerji harcamalarının çevresel ve ekonomik etkileri düşünülerek azaltılması sağlanmış ve bina kapsamında kullanılan yalıtım, aydınlatma ve mekanik sistemlerde enerji verimliliği ön planda tutulmuştur. Tüm yaşam alanlarının ısıtma ve aydınlatma sistemlerinde bireysel kontrol tasarlanarak hem enerji tasarrufu hem de iç yaşam kalitesinin arttırılması sağlanmıştır. Bunun yanı sıra, her dairede hava kalitesini ölçen aletler bulunmaktadır. Teras-çatının yarısından fazlası bitkilendirilmiş, en az su tüketimi ve kimyasal gübre kullanımı gerektiren bitkiler seçilmiştir.